27 Şubat 2014 Perşembe

Çocukla müze gezmek hayal değilmiş.. Sırada kamp, trekking ve yurtdışı var

Mercan 14. ayında. Artık eskiden yapabildiğimiz -neredeyse- herşeyi yapabilmeye başladık. Müze gezmek bana baya uzak geliyordu. Aslında denemek gerek. Gittikten sonra gördüm ki aslında Mercan daha küçükken Ergoyu takıp da gitmek mümkünmüş. Bu kadar beklemeye gerek yokmuş. Şimdilerde de mesela bir trekkinge ya da bir kampa katılmak ya da yurtdışı seyahati biraz zorlu geliyor. Denedikten sonra beklememize gerek yokmuş diyecek miyim bakalım..

2 hafta önce antep gezimiz sırasında Zeugma'ya gitmiştik. Geçtiğimiz hafta sonu da (23 şubat) İstanbul Moderne gittik. Tamamen plansız bir şekilde, otoparkı olduğu ve hava kapalı olduğu için haydi gidelim diyerek gittik.. İyi ki de gitmişiz. Sergileri çok beğendiğimden değil ama kendimize olan cesaretimiz arttı diyebilirim. Mercan gayet uyumlu, etrafı inceledi. Tabi eserlere dokunmak istemesini ve güvenliğin gülümseyerek dokunmuyoruz demesini saymazsak :) Sonra da ay sen ne tatlısın demelerini... Aslında değişik yerlere gitmek her ne kadar bizi zorluyorsa da , bazen cesaret edemiyorsak da, hep sonrasında şöyle diyorum  :  "iyi ki gitmişiz.. Mercan için iyi oldu.."

Totoyu kaldırmak lazım.

İtalya ? Kamp ? Trekking ? Neden olmasın..

Bir de İnternette gezinirken bir çocuk kampına rastladım. Bu yaz sezonu için sadece çadırlarda yer kalmış.ç Seneye biraz daha erken davranıp tahta evlerden yer kapmayı hedefliyorum. Linki şöyle :

http://www.kampagidelimmibaba.com/

24 Şubat 2014 Pazartesi

13 aylık Mercan'ın kelimeleri

Yazar burada ses tekrarlarından bahsetmeyecek tabi ki. Eğer öyle olsaydı ilk aylarda an-ne diyen Mercaniko şu anda bana "abba, baba, teyze" diyor da şöyle net doya doya güzel bir anne demiyor :)

Bilinçli olarak, söylemek isteyerek ya da bizi taklit ederek söylediği kelimeleri sıralayacağım. (Tabi ki kendi özgün stiliyle söylüyor bu kelimeleri)

- Baba (En çok en net ve en severek :)
- Ayşe (Bebeğinin adı :)
- Aç (Mesela şişenin kapağını açmamızı istiyorsa)
- Dede (Beyaz sakallı ya da yaşlıca gördüğü herkese)
- Abla-Abi (4-5 yaşında bir çocuk gördüğü zaman)
- Teyze (Fatma ablaya)
- Havlu

18 Şubat 2014 Salı

Seyahatta tanıdım seni Mercan :)

Hani derler ya, bir insanı en iyi seyahatta tanırsın diye. Ben de kızımı Gaziantep gezisinde daha yakından tanıdım adeta..

Uçak yolculuğu sırasında artık ayaklanmış 1 adet Mercan'ı kucağımızda oturtamayacağız diye düşünüyordum. Heralde servis masasının arkasından dolaşacağız diye bekliyordum.

Ancak hiç de beklediğim gibi olmadı. Giderken akşam 18 sularıydı. Kalkışta kulakları ağrımasın diye emzirdim. Uyuyakaldı. İnmeye bir 15 dakika kalana kadar da uyudu.. Dönüşte ise yolculuk öncesi güzel bir uyku çekti. Yola çıkmak için uyandırdık, o derece :) Dolayısıyla zaten uçakta (akşam 8) uyumasını beklemiyorduk. Ama hiç huysuzlanmadı. Gayet tatlı tatlı oyunlar oynadı. Eline pet şişe verdik, kapağını takıp çıkarmaya çalıştı. Derginin resimlerine baktık. Yanındaki, önündeki koltuktaki kişilerle göz kontağı kurdu ve onlara gülümsedi.

Dönüşte hava alanı oldukça kalabalıktı. Havaalanında özellikle bebekler olmak üzere çevresiyle iletişim halindeydi Mercan. Hatta yeni bir şey başlattı : utanır gibi yapmaca :) Buna ay sen ne tatlısın falan dendiği zaman gülümserdi, artık utanır gibi yapıp benim bacaklarıma sarılıyor, kucağımdaysa kucağıma gömülüyor, sonra tekrar o kişiye bakıyor, sonra tekrar utanıyor..

Gaziantep'te de zamanımız gayet keyifli geçti. Zeugma müzesine gittik. Müzeyi yürüyerek gezdi Mercan ve gayet mutluydu gezerken. Yeme içme ve parka gitme kısmını da eklersek değmeyin keyfimize modundaydık özetle

Ben Mercanın ne kadar büyüdüğünü farkettim bu seyahat ile. Gayet uyumluydu, en güzeli söyleneni anladığı için anlatabilme lüksü. Bak şimdi uçuyoruz, gidiyoruz, burada bekliyoruz vs gibi..

Minik buda büyüyor..