13 Ağustos 2013 Salı

Mercan'ın 7. ay maceraları

Bu ay baş döndürücü idi Mercandaki değişim ve gelişim. Bakışları değişiyor, tepkileri değişiyor. Artık hoşlanmadığı ya da eğlendiği zamanları çok net anlatabiliyor. Eğlenme zamanı ise durup dururken sıradan bir harekete kahkaha atıyor. İlgi istediği zaman gözünü gözümüze dikip bakmamızı bekliyor, baktığımız anda da gülüyor :) Bazen bebeksi bebeksi ağlıyor, dudaklarını bükerek ama bu, ağlamanın işe yaradığını çözdüğü için uydurma bir ağlama :)

Oyuncaklarla baya zaman geçiriyor artık. Her eline aldığı nesneye benim adına "Mercan testi" dediğim standart bir sırada bir dizi test yapıyor kızım. Her eline aldığını sallıyor, sallıyor, sallıyor... Tabi bu bir bez parçası ise hoş oluyor, halaş başı gibi :) Ama yok büyükçe birşey ise (örneğin tepsi) de farketmez hepsini sallaması lazım. Önce sağ ile sonra biraz da sol ile sallayalııım. İyice salladık mı, sonra ağzımıza alalım. Isıralım yalayalım. Emilebiliyorsa emelim. Sonra işimiz bitince test tamamlanmıştır nesneyi bir kenara atalım :)




Parka gidiyoruz. Dışarda olmayı seviyor. Salıncağa biniyor artık. Hem de çok seviyor. Salıncakta yanına oturan çocuklara bakıyor, laf atıyor, kendince sosyalleşiyor  Parktaki çocukları, annelerini, bebekleri izliyor. Yetişkinlere de çocuklara da bakıp gülümsüyor. Etrafta bir gülen varsa onlarla beraber gülüyor. Parkta evde güldüğünden daha çok gülüyor. Her gören nazar boncuğu takmadığım için kızıyor. Özellikle bakışlarına şaşırıyor insanlar, nasıl da insanın gözünün içine bakıyor diyorlar.

Geri geri emeklemeye başladı, yere oturur olarak bırakıyorum, saniyeler içinde yeniden ona baktığımda emekleme pozisyonuna geçmiş ve geri geri yol almaya başlamış oluyor :) tabi bunu öğrenene kadar önce yüzüstü kapaklandı ve çığlık çığlık ağladı. Sonra yüzüstü kapaklanmada ustalaştı ve yumuşak taklalarla dönmeye başladı :) sonra da yol almaya başladı,  eksi x koordinatında ilerliyor ama olsun. Oyun oynamak için yanına oturduğumuzda üzerimize atlıyor ve tırmanmaya çalışıyor. Beraber oynamak pek mümkün değil bu aralar, aklı fikri ayağa kalkmakta. Bir şeye uzanmak istediğinde 1 kere ileri gidebiliyor, yetmediyse 1.80 uzanıp sürünüp, bir yolunu bulup alıyor. sonra da geri geri gelerek oturuyor. Bu emekleme-oturma döngüsü hareketi Mercana  satrançtaki at hamlesini yaptırıyor, salonda L çizerek hareket ediyor :) bazen de 1 ileri 2 geri, ulaşmaya çalışırken uzaklaşıyor, o zaman da sinirleniyor.

Elinden oyuncağını veya elindeki ne ise aldığımızda kızıyor, artık  başka birşey verip kandırmak pek mümkün değil. Aklı elinden alınanda kalıyor.

Etrafta gözüne kestirdiği ve uzanabildiği her şeyi çekiştiriyor, ağzına götürüyor, yalıyor. Buna perdeler,sehpanın metal ayakları, kablolar, kumanda da dahil.

Popoyu baya yukarı kadırıyor (24 temmuz) , köprünün boyu yükseldi yani :)) bacakları öne de atıyor ve çok az ileri gidiyor. Keşfetti nasıl ileri gideceğini, keyfi yerinde. Ona baktığımda gülüyor. Şimdi ustalaşma zamanı.

Bu ay katı gıdalarla tanışıyor. Doktor püre yapmamızı önerdi. Ancak ben patates ve kabağı haşlama yapıp parmak şeklinde kesip eline veriyorum,muz, şeftali ve domatesi eline direk veriyorum, nasılsa yumuşak onlar. Bu hafta menüde yeni olarak pancar ve nektarin var. Bakalım sevecek mi :) muzu ve domatesi çok sevdi. Yüzünde çok az kızarıklık oldu. Bezle silerken mi yoksa yediklerinden mi oldu tam takip edemedim :( bepantol sürüp izliycem bir süre, alerjik olabilecek domatesi keseceğim bir sürelik, çok iştahlı yemişti :) (Çorbalara koyarak veriyorum domatesi, seviyor ama eline vermiyorum, asidi cildine zarar veriyor)

Zahter, ıhlamur gibi bitki çaylarına bayılıyor. Taze soğan favorisi. Yemeklerde eline muhakkak taze soğan veriyorum, bir yandan kemirip bir yandan da çorbasını püresini afiyetle yiyor.

Biberonla oyun oynuyor, ben su içireyim dediğimde elimden alıyor, kendisi de biberonu devirip içmeyi bilmediği için sadece emziğini emip emip bırakıyor. Arada salladığı zaman dökülen suları emiyor

Bu ay babane ve dede ile buluştu. 6-12 ağustos arası. Şeker bayramında. Onlarla saklambaç oynadı. Babanen eşyaların arkasına saklanıp ce-ee yapınca kahkahalara boğuldu. Bu oyuna bayıldı.

Onların bir tespiti, Mercanın hep ağzının kapalı oluşu oldu. Bu nasıl kız, İstanbul hanımefendisi diye sevdiler :) Babanesi ben o kadar çocuk gördüm, hepsinin ağzı açık olur, bu kız başka dedi.

Üst-ön iki diş baya kızardı ama henüz çıkmadı

7.ay kilometre taşları

12 Temmuz -Geri Emekleme
Geri geri emekliyorsun :))

15 Temmuz - Kabak Haşlama, Eh İşte
Kabağı haşlayıp eline verdim, pek beğenmedin. Çok az yedin, suyunu emdin. Bi kaşık kadar da ben ezip verdim. Patatesle karışık olarak.

15 temmuz - Pat pat
Seni kucağımıza aldığımızda sırtımıza pat pat yapıyorsun, bizi mi uyutacaksın :)

16 temmuz- Sabah oyunu
Sabaha karşı uyanmandan sonra seni yanımıza alıyorum, aramıza uzanıyorsun. Yanaklarımızı avuçluyor, burnumuzu sıkıyorsun. benim yanaklarımı şapır şupur yalıyor, babanın bıyıklarını çekiştiriyorsun.

17 Temmuz - El Saaalla El Salla
Evet güzel kızım el sallamayı da öğrendi :) Durup durup el sallıyor. Babası gelince, uykudan uyanınca, biz ona salladığımızda karşılık olarak, oynarken..

21 Temmuz - Ba Ba
Ba ba dedin dün. Bunu duyan baban koridordan ışık hızıyla yanımıza geldi ve bir daha baa ba dedin :)

28 temmuz - ilk sosyal kahkaha
Arkadaşlarımızı ziyarete gittik. Orada hepimiz sana gülerken sen de bizimle beraber güldün, biz senin gülmene güldük ve hep beraber kahkaha attık :) Sen de sanki espriyi anlamışsın gibi bizimle beraber güldün

31 temmuz - tersine dönme
yüzüstünden sırtüstüne döndün

5 ağustos - değişik sesler
jiijii ciiccii gibi sesleri deniyorsun bu aralar. çığlık atıyorsun arada.

7. ay doktor muayenesi notları

Boy ve kilo persentillerimiz muazzam(maşallah). Baş çevresi de 50 persentile çıktı. Bıngıldağımız da küçülmemiş. Bunlar baş çevresi için olumlu gelişmeler. Ama yine de  D-vit bu ay da kullanmayacağız. Güneş banyosuna devam.

Menümüze pirinç, yumurta, pekmez, tam buğday ekmek veya makarna, irmik (bu ilginç geldi bana), kuzu kıyması girdi.  Ve artık 2 ana 2 ara öğün yapacağız. Miktarlara az olarak devam edeceğiz, anne sütüm iyi olduğu için. 100 gr vereceğiz maximum, yaklaşık 1 çay bardağı olacak öğünler. Yumurta 1/8 şeklinde her gün vereceğiz, yavaş yavaş 1/2 ye çıkacağız. 1/2 ye çıkınca gün aşırı vereceğiz.
Pekmez yarım tatlı kaşığı başlayıp 1 tatlı kaşığına çıkacağız.

Doktorumuzun verdiği demir takviyesini içeriğinde paraben olduğu için vermemiştik, takviye yerine beslenme ile demir deposunu nasıl doldurabiliriz diye sorduk. Yetişemezsiniz dedi. 1 yaşına kadar demir depolarını doldurmak bebeğin tüm ömrü için gerekli. Sonrasında demir eksikliğine sebep olabilir dedi.
Biz de daha katkısız bir demir takviyesi istedik. Şurup formundakilerde katkı ve kimyasal daha fazla oluyor, toz şeklinde bir tane var, parabensiz onu yazayım dedi. Meyve sularıyla beraber kaşıkla vereceğim. Yoğurt olur mu diye sordum, yoğurt demir emilmesine yardımcı olmuyormuş, meyvede c vitamini olduğu için demir emilimine yardımcı oluyormuş.

Fiziksel gelişimimiz de yolunda. Desteksiz oturma. Destek bulabilirse kendi başına ayağa kalkma. Geri geri emekleme. Hepsi bu ay içinde olması olumlu hatta erkenci gelişmeler..

Bir de doktora 2-3 aya kadar işe döneceğimi söyledim, bunun için önceden uyku eğitimi, memede uyutmama vs gibi şeylere başlamam gerekir mi diye sordum. Şu anda sadece memede uyuyor, diş sıkıntısı olduğu için ben de boşa strese sokmak ve kendim de girmek istemiyorum. Doktor bu konuda boşa bebeği strese sokmamamı tavsiye etti. Mercan biberondan süt içmiyor, sen varken içmez bakıcıyla içer dedi. Uyku konusunda da bakıcı ile muhakkak bir iletişim kurar. Bebekler sandığınızdan daha fazla uyumlu oluyorlar yeniliklere diyerek beni, rahatlattı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder