Mercanla ilk yazımızda iki kez tatile gittik. İlki temmuzda bozcaada, ikincisi de eylülde çeşme. Bozcaadada butik otelde, çeşmede 5 yıldızlı ılıca otelde kaldık. İlk defa 5 yıldızlı otelde hatta ilk defa yıldızlı bir otelde kaldık, genelde pansiyon ya da butik otelde hatta çadır ya da bungalovda kalırdık. Çocukla beraber düzenimizi değiştirmeyeceğiz, aynen devam edelim, o bize uysun... der idik. İlk tatilde kısmen buna benzer bir felsefe ile bozcaadada bir butik otel seçtik. Ama bu tatil bizi yeni kriterlerle tanıştırdı. Bu yeni kriterleri de göze alarak ikinci bir tatili Çeşme Ilıca için planladık. İşte maceralarımızın detayları :
BOZCAADA
Temmuz başında Mercanla ilk tatilimize çıktık, Bozcaadaya doğru yol aldık.
Bozcaada daha önce 2-3 kez gittik. Temiz, masmavi, soğuk suyuyla mest eden bir deniz ; taş döşeli sokaklar, pencerelerinde rengarenk çiçeklerle süslenmiş şirinlikte yarışan evleri, camında "bazen kapalıdır" yazan kitapçısı, balıkçıları, insanda kitap okuma isteğini, şarap içip hayat üzerine felsefe yapma isteğini tetikleyen atmosferi ile favori tatil yerlerimizden biridir.
Mercanla tatile gidecek miyiz, gitmeyecek miyiz, ne zaman gitmeliyiz, nereye gitmeliyiz derken yaz gelmiş çatmıştı. Önceden bilet almadığımız için güneye kaçamıyorduk, 6 aylık bebekle 10 saatlik araba yolculuğunu göze alamadık. Tatil dediğin kasarak yaptığın bişey olmamalı, rahatımızı da düşünelim, yakın bi yere gidelim dedik. İstanbula yakın yerler sınırlı malum. Ve hepsi kuzey ege, soğuk deniz. Soğuk denizden kaçamayacağız, bari kalacak yeri güzel seçelim de, Mercanı denize sokmasak da biz dinlenelim dedik.