Oyunlar şarkılar şakalar komiklikler falan
Salıncağa ve özellikle yanında sallanan kişilerle iletişim kurmaya bayılıyor. Onlara gülüyor, sesleniyor, onları inceliyor.
Artık kendi dilediği gibi oyun oynamak isteğini belli ediyor. Yanında otururken elimizden yakalayıp ileri geri sallanmaya başlıyor. Yani hadi fış fış kayıkçı oynayalım diyor adeta.
Kendi başlattığı oyunlardan biri de kapıdan birisi ona doğru yürüdüğünde, mesela babası işten gelince, benim kucağımdaysa kaçmak ister gibi yapıp benim kucağıma kapanıyor. Kimse yoksa koltuğa kapanıp korkuyormuş kaçıyormuş gibi yapıyor. gülüyor.
Saklambaç oynuyoruz. Bir adım daha ilerlettik işi. Nerede saklandıysam oraya emekleyerek geliyor ve beni buluyor. Sonra da kıkır kıkır gülüyoruz. Masanın altında saklandığımda sandalyelerin arasından geçerek gelip beni ebeliyor, ve çok keyif alıyor bu oyundan.
Söylediğimiz şarkılara sallandığı yetmiyor adeta kapı gıcırtısına sallanıyor. Bir ileri bir geri, bir sağa bir sola. Hem de ritme göre ! Sallanırken de yüzündeki muzip ifadeye bayılıyorum. Bakışında "sen söyle ben de sallanayım" gibi bir ifade var. Beraber oyun oynamak nedir bunun ayrımında artık.
Oyuncaklara karşı ilgisi pek fazla değil hala. Birkaç oyuncağı var. Hala en çok halkalarla oynuyor.
Kumandaya basıp ekrana bakıyor, sinyal yok yazısı çıkıyor, ona bakıp gülüyor. Biz kumandayı alıp kapattığımızda da yüzümüze bakıyor. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Şimdilik neden kapattınız diye isyan etmiyor. Çabucak dikkati dağılıyor.
Mama sandalyesinde otururken oyalansın diye eline ne versek yere atıyor. Hatta bilinçli şekilde üst üst atıyor ve ardından nereye düştüler, düşünce ne oldular diye bakıyor. Yere düşen oyuncağını alıp ona geri veriyoruz ama o saniyesinde geri atıyor :)
Konuşma egzersizleri
Bugünlerde (1 ekim) Konuşma egzersizleri yapıyor. Cık cık yapıyor. Nam nam yapıyor. Püüffft, bürrrt yapıyor, dudaklarından nefes vererek kendini sınıyor. Tabi bu hareketi tam kaşığı ağzına götürdüğümüz sırada yapması pek de iyi olmuyor. Çok komik oluyor, doğru bir hareket olduğunu düşünmesin diye gülmemeye çalışıyorum ama nafile. Muzur muzur bakıyor, dayanamıyorum.
Ayyy, pisipisis, üfff gibi sesleri taklit ediyor.
Acı ve baharat
Yemeklerin içinde acı biber, karabiber olsa da yiyor. Ekşiyi seviyor. Limonu ağzına tutup suyunu içiriyoruz, suratını ekşitiyor ama yemeye devam ediyor :)
Musluktan akan su
Banyoyu artık leğen içinde değil duşakabin içinde yaptırıyoruz. Bir gün(26 eylül) Mercan'ı yıkarken duşu kapattım, musluğu açtım. İncecik su aktı musluktan. Mercan acayip şaşırdı. Elini koyuyor, suyun içinde geçiyor, eliyle tutmaya çalışıyor. Çok ilginç geldi ona ve çok eğlendi
Bakıcı ile adaptasyon
Bu ayın önemli gelişmelerinden biri "bakıcı maceramız".
Bahçemizdeki miyaaavcıklar
Bahçede 5 yavru kedimiz var. Mercan onlarla oynuyor. Artan yemekleri onlara götürüyoruz. Mercan da onları izliyor. Onlara sesleniyor. Eliyle işaret ediyor. Dokunmak istiyor, onlara doğru atılıyor.
Yeme içme
Artık 3 ana 2 ara öğünümüz var. Bazen çok iştahlı olmuyor, bazen özellikle sıcak çorbaları seve seve tüketiyor. Meyveleri, bazen yoğurdu hiç istemiyor, bazen mandalina ya da elmayı kendi yesin diye eline verdiğimizde kemirmeye suyunu emmeye bayılıyor. Pekmezli, tam buğday unu ile yaptığım bisküvileri oldukça sevdi. Elinde ısıra ısıra yiyor.
Kutular Kapaklar falan !!
Bir gün (11 ekim) seni kutuların kapağını açmış, içindekiler karıştırırken buldum. Peh! Biz de aklımızca kutulara zararlı gördüğümüz şeyleri tıkığ kapaklarını kapatmıştık. Uzaklara koysak da erişip kendine çekiyorsun. Çekmeceleri de açmayı keşfettin ama şimdilik çok aklına düşmüyor.
İlk oyuncağını bozma tecrüben =)
Köpekçik oyuncağının burnunu ısırmak suretiyle bozmuş bulunuyorsun. Tebrikler kızım. Bu da bir kilometre taşı :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder